Başı öne eğilmiş, uzaktan boy göstermiş,
Gülümseyen bir yüzle kalbi kırık palyaço.
Sanki bizi güldüren hiç kendisi değilmiş.
Derinlerde ağlayan; kalbi kırık palyaço.
İnanmadım sesine, gülümseyen yüzüne.
Olmayan mutluluğu satıyordu peşine.
Dertleri dönüşmüştü sanki bir kurdeşene.
Anlatmak istiyordu; kalbi kırık palyaço
Ama dinleyen kimdi kendisini anlayan…
Sanki kendi değildi derdini sayıklayan.
İçindeki derin ses; dayan palyaço dayan!
Sadece gülümseyen; kalbi kırık palyaço
Kalabalık insanlar toplantı etrafında.
Herkes işin gırgırında ve maskaralığında!
Etrafına coşkulu kahkaha atma aşamasında…
Birden yere yığıldı, kalbi kırık palyaço!
Karnı mı aç, hasta mı? kimse bilmez derdini!
Nabzı atmaz, öldü mü, kim verir haberini?
Bir kağıda yazdı mı acaba vasiyetini?
Varla yok arasında; kalbi kırık palyaço
Hayat boyu dertlere göğüs geren palyaço!
Gülmeyen ama çevresini güldüren palyaço!
Güldürürken ruhunu teslim eden palyaço!
Affet bizi ne olur, kalbi kırık palyaço!
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir