Ceren Tuğba Sönmez: Merhaba, ilk olarak kendiniz hakkında bizi biraz bilgilendirebilir misiniz?
Ümmühan Yaşar: Merhabalar. Öncelikle bana bu soruyu yönlendirdiğiniz için teşekkür ederim. Nasıl desem ki? Nereden başlasam ki? Yazılan kitabın buralara kadar geleceğini düşünmüş müydüm? Gün gelecek bu soruların bana yöneltileceğini hiç düşünmüş müydüm? O, hayır! Şu anda tahmin edersiniz ki oldukça heyecanlıyım. Ödül törenine katılamadım fakat o heyecanı iliklerime kadar hissettim. Bana, beni soruyorsunuz. Orada olsaydım acaba kelimeleri dizebilecek miydim? Bilmiyorum belki evet belki hayır! Nedeni mi? Nedeni şu olabilir:
Kendimi bildim bileli düşünce deryasına dalan biriyim. İkizler burcunun bununla bir ilgisi olmalı ki tipine kadar ikizler burcuyum. Yani yazmak, daha çok yazmak, hep yazmak. Sadece roman değil, ayrıca şiir de yazıyorum. Resim çizmeyi, müziği dinlemeyi ve söylemeyi, enstrüman çalmayı ki başta gitarı, seyahat etmeyi, denizi, maviyi, balık tutmayı, dans etmeyi, hayvanları vs. seviyor ve diğer hobilerime de zaman ayırmaya çalışıyorum. Ama önceliğim roman yazmak tabi ki.
Aslen Karadenizliyim. Ama hayatımın çoğu Ege’de geçti. Bodrumluyum denilebilir. Ülkemin her yeri güzel. Birçok yerde görev yaptım, birçok yer gezdim ama tercihim Ege oldu. Şu anda Bodrum’da ikamet etmekteyim. Mezuniyetimi soracak olursanız; Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler bölümünü kazanıp yatay geçişle Samsun 19 Mayıs Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümünü bitirdim. Rehber Öğretmen olarak halen görevime devam etmekteyim. Kısaca, bu ben denilebilir.
Ceren Tuğba Sönmez: Sizce yazarlık nedir?
Ümmühan Yaşar: Ben bu soruyu şöyle cevaplandıracağım: Yetenek. Stephen King’in yaptığı gibi durup düşünmeden yazabilmek. Kelimelerin su gibi akabilmesi…
Ceren Tuğba Sönmez: Hayatınızda en fazla iz bırakan olay veya durum nedir?
Ümmühan Yaşar: Ankara Üniversitesi’nde okuduğum dönemlerde sevgili Üstün Dökmen hocamın benim hakkımda söylemiş olduğu güzel söz. Hocamız bir soru sorardı ben hep parmak kaldırırdım. Sınıfta uğultular olurdu. Bir gün hocamız sınıfı Ankara’da gezmeye çıkarmıştı. O esnada neler yaşandı tam hatırlamıyorum ama sınıf arkadaşlarım benim hakkımda bir şey söylemişti. Üstün Hocam da: “ Siz öyle diyorsunuz ama ben soru sorduğumda hep onun parmağı kalkıyor.” O kadar mutlu olmuştum ki! İçimden hocamın hep benimle gurur duymasını istemiştim. Umarım bu röportajı hocam okur. Ben o sözü hiç unutmuyorum. Üstün Hocam’a buradan sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Ceren Tuğba Sönmez: Kitabınızı nasıl yazmaya karar verdiniz? Kitabınızın içeriğinden biraz bahseder misiniz?
Ümmühan Yaşar: Belki inanmayacaksınız ama bu kitap bir anda yazıldı. İki ay gibi kısa sürede bitti. Editörüm kitabı redakte ederken oldukça zorlandı çünkü kelimeler birbirine girmişti. Nasıl yazdığımı ben bile kendime soruyorum bazen. Durup düşünerek yazılmadı bu kitap. Cümleler adeta aktı gitti. Kurgusu bir anda ortaya çıktı.
Kanes yayınlarının da bana söylediği şuydu: Oldukça farklı ve güzel yazılmış bir kitap. Fantastik bilim kurgu türünde yazılmış bir kitap evet fakat gizem ve dram da bulunmakta kitapta. Romanın film yapımcıların ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Çünkü kurgusu sinema filmi için oldukça müsait. Hayalim, bu kitabın filminin yapılması.
Kitap, pandoranın içinde kaybolmuş, umut arayan bir grup insanın gizemli bir şekilde bir araya gelmelerini konu alıyor. Onları bir araya getiren şey ise gizemli bir şekilde tanıştıkları yaşlı bir kadın. Kitabı okuyanlar, fantastik bilim kurgu ve aynı zamanda gizemli ve yer yer gerilimli bir dünyaya yolculuk ediyor. Yolculuk ettikleri fantastik dünya aslında çok da uzaklarda sayılmaz. Bulunduğumuz ülke yani Türkiye’de gerçekleşiyor olaylar. Bosna Hersek, İngiltere de kitapta adı geçen ülkeler arasında. İstanbul ve Bodrum olayların geçtiği yerler.
Bir yazar, başından geçen gizemli olayları okuyucusuyla paylaşmaktadır. Yazar, yaşlı bir kadını tesadüfen kaldırımda baygın vaziyette bulur ve hastaneye kaldırır fakat daha sonra hastane odasında bırakır ve mutsuz bir şekilde Bodrum’a geri döner. Çünkü yayınevlerinden beklediği ilgiyi görmez. Doktor hemşire ve hastalar kadını çok sever ve sahip çıkarlar. Yaşlı kadına daha sonra devlet sahip çıkar ve onu bir huzur evine yatırırlar. Yaşlı kadın orada da çok sevilir. Fakat huzur evi müdürü kadından şüphelenir.
Yazar ise bir türlü istediği eseri yazamamaktadır. Üstelik çok sevdiği ruh eşine kavuşamamaktadır. Bütün sıkıntılarını çözecek güç yaşlı kadındır fakat yazar bunu bilmez. Yazarın kader döngüsü değişmek üzeredir ve yaşlı kadın onu kendisine doğru çağırır. Yazar başlarda bununla mücadele etmeye çalışır fakat daha sonra pes eder.
İstanbul’a doğru yolculuk yapmaya karar verir. Yolculuk esnasında rüyasında gerilim ve gizemli olaylar görür. Bilmediği şey aslında bu olayların gerçekte yaşandığıdır. Yaşlı kadın düşündüğü kişi değildir. Yazarın gizemli bir şekilde tanıştığı yaşlı kadının sırları vardır. Yazarı gerçek görevi için çağırmaktadır. Aslında yazar kayıp halkadan birisidir.
Romanımın geniş özetinin yer aldığı blog sayfamı incelemenizi tavsiye derim.
Ceren Tuğba Sönmez: Hayal gücünüz çok geniş ve renkli olmalı. Bununla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Ümmühan Yaşar: Evet. İyi bir film izleyicisiyim. Bazen o kadar yoğun oluyorum ki adeta beynim savaş veriyor. Bir anda oturup bir kitap yazacağım diye kendimden korkuyorum bazen. Çünkü sıkı bir Stephen King hayranıyım. Romanda korku öğelerine de yer vereceğimi biliyorum çünkü. Amazon’da kitabımın Stephen King’le aynı karede gördüm. Hemen bunu kendisine yazdım. Kendisi muhtemelen kitap yazdığı için bana dönmedi .
Ceren Tuğba Sönmez: Yazarken olmazsa olmazlarınız var mı?
Ümmühan Yaşar: Tabi ki kahve!
Ceren Tuğba Sönmez: Bir yazar için zaman ne demektir?
Ümmühan Yaşar: Bir yazar için zaman, kenarından köşesinden kırpıp yazı yazmak için kendisine ayırmaya çalıştığı süre demektir. Şu da var ki, yazmak istediğiniz zaman sizi kimse tutamaz bu bir gerçek. Bunu bizzat yaşadım çünkü.
Ceren Tuğba Sönmez: Günlük hayat kaleminizi nasıl etkiliyor?
Ümmühan Yaşar: Günlük hayat değil de stres, koşullar etkiliyor diyelim.
Ceren Tuğba Sönmez: Ufukta yeni bir kitap var mı?
Ümmühan Yaşar: Stephen King’e “Artık zengin oldun, paraya ihtiyacın yok, yaşlandın, yoruldun, yazmayı bırak.” diyenlere elinde yeni eseriyle cevap verdi. Ben bu soruyu klasik cevap “Evet var.” diye cevaplamayacağım. Yazacağım kitabın nerede, ne zaman, hangi koşulda yazılacağını bilmiyorum. Şu anda bile yeni bir esere başlayabilirim. Fakat o, ne zaman yazılmayı isterse yazılacak. Onun bana gelmesini bekliyorum.
Ceren Tuğba Sönmez: Bir yazar olarak okuyucularınıza mesajlarınız nelerdir?
Ümmühan Yaşar: Umutlarını ve birbirlerine olan sevgilerini asla kaybetmesinler. Her karanlığın ardından bir aydınlık vardır. Bir kadın yazar olarak ülkemde kadın cinayetlerini görmek içimi acıtıyor. Ülkemde kadın cinayetlerinin son bulmasını diliyorum. Türkler, kadınlarını baş tacı yapar. Bu kitabın yazarı kadın, başkarakteri kadın, mesajı ise Anadolu, mavi ve sarı, mavi kelebek, umut ve sevgidir. Tüm okuyucularıma umut dolu yarınlar diliyorum. Sevgiyle kalsınlar.