Kitap Hakkında

Merhabalar. Fantastik bilim kurgu dünyama hoş geldiniz!

Size daha önce adını belki hiç duymadığınız fantastik bilim kurgu türünde yazılmış bir kitaptan bahsedeceğim.Kitabin adı; Kayıp Halkanın Sırrı. Ne ilginç bir isim değil mi?

Bu roman,  ülkemizde yazılmış fantastik bilim kurgu türündeki romanlardan -ki sayıları nadirdir biliyorsunuz- oldukça farklı bir roman!

Halkadan bahsedeceğim.Kitabın ismi neden halka?

Halka

Biliyorsunuz ki olimpiyat bayrağı içice geçmiş beş halkadan oluşmaktadır.Dünyanın beş kıtasını dostluk, sevgi ve barış duyguları içinde birbirine bağlamayı temsil eder.Daha da ilginci, dünya bayrağı da içice geçmiş yedi halkadan oluşmaktadır! Yedi kıtayı temsil eder.Renk ve ırk ayırımı gözetmeksizin tüm halkların dostluk, barış ve sevgi ile bütünleşmesi anlamına gelir.

Kayıp Halka? Kitap, pandoranın içinde kaybolmuş, umut arayan bir grup insanın gizemli bir şekilde bir araya gelmelerini konu alıyor. Onları bir araya getiren şey ise gizemli bir şekilde tanıştıkları yaşlı bir kadındır.

Kitabı okuyanlar, fantastik bilim kurgu ve aynı zamanda gizemli ve yer yer gerilimli bir dünyaya yolculuk ediyor. Yolculuk ettikleri fantastik dünya aslında çok da uzaklarda sayılmaz. Bulunduğumuz ülke yani Türkiye’de gerçekleşiyor olaylar. Bosna Hersek, İngiltere de kitapta adı geçen ülkeler arasında. İstanbul ve Bodrum olayların geçtiği yerler.

Kitabın özeti şöyle; Bir Yazar, başından geçen gizemli olayları okuyucusuyla paylaşmaktadır. Yazar yaşlı bir kadını tesadüfen kaldırımda baygın vaziyette bulur hastaneye kaldırır fakat daha sonra hastane odasında bırakır ve mutsuz bir şekilde Bodrum’a geri döner. Çünkü yayınevlerinden beklediği ilgiyi görmez. Doktor hemşire ve hastalar kadını çok sever ve sahip çıkarlar. Yaşlı kadına daha sonra devlet sahip çıkar ve onu bir huzur evine yatırırlar. Yaşlı kadın orada da çok sevilir. Fakat huzur evi müdürü kadından şüphelenir.

Yazar ise bir türlü istediği eseri yazamamaktadır. Üstelik çok sevdiği ruh eşine kavuşamamaktadır. Bütün sıkıntılarını çözecek güç yaşlı kadındır fakat yazar bunu bilmez. Fakat yazarın kader döngüsü değişmek üzeredir ve yaşlı kadın onu kendisine doğru çağırır. Yazar başlarda bununla mücadele etmeye çalışır fakat daha sonra pes eder.

İstanbul’a doğru yolculuk yapmaya karar verir. Yolculuk esnasında rüyasında gerilim ve gizemli olaylar görür bilmediği şey aslında bu olayların gerçekte yaşandığıdır. Yaşlı kadın düşündüğü kişi değildir. Yazarın gizemli bir şekilde tanıştığı yaşlı kadının sırları vardır. Yazarı gerçek görevi için çağırmaktadır. Aslında yazar kayıp halkadan birisidir.

Fantastik bilim kurgudan bahsediyoruz değil mi? Ama bu sizin okuduğunuz fantastik bilim kurgu türlerinden oldukça farklı bir roman!

Düşündüğünüz,yorumladığınız,eleştirdiğiniz tüm kurguları bir kenara koyun!

Bunu ben söylemiyorum sadece! Yayınlanmasını ilk istediğim yayınevi olan Kanes yayınlarının ifadesi bu şekilde:

Bakın ne diyor Kanes yayınları:

“Ümmühan Hanım merhaba nasılsınız? Sizin de bildiğiniz gibi Tüyap Kitap Fuarı’na katıldık ve oldukça yoğun bir hafta geçirdik. Tüm yayınlanması için tarafımıza ulaşan dosyaları yeni yeni inceleyebiliyor, sizinki önceden geldiği için de bugün yayın kurulundan yeni geldi.

Dosyanız gayet başarılı Ümmühan Hanım. Yayın kurulu basımını uygun bulurken, dosyanız için oldukça farklı ve güzel olduğunu dile getirdiler. Ve toparlandığında ortalama 250 sayfa aralarında bir kitap olacağı kanısındalar.

Her şeyden önce sizi biraz daha bilgilendirmek isterim.

KaNeS Yayınları olarak, Türkiye Yayıncılar Birliği üyesiyiz. Türkiye’nin en büyük dağıtım firmaları Final,  D&R, İki A, İdefix ile direkt anlaşmalarımız vardır.

Ve bu prestijli firmalar sayılı yayın evleriyle çalışırlar.

Bizim için öncelik güzel bir dosya ve okuyucuyla buluşturacağımız kitabın Avrupa normlarında çıkması ki D&R baskı kalitemize artık alıştı. 70gr. enzo lux cremy adını alan, ithal,birinci sınıf bir  kağıt kullanıyoruz baskılarımızda. Yıllar sonra sararıp dağılmasını önlemek amacıyla. Kapak kuşe ve yazılara kabartma ve parlatıcı materyaller kullanırız, ayrıca grafikerlerimizle yazarlarımızı kapak konusunda iletişime geçirir, önce sizin fikrinizi alırız. Aynı şekilde editörlerimiz için de geçerli kitabınızın basım anına kadar mail ortamında editörlerimizle birebir fikir alışverişi yapabiliyorsunuz.

Fakat şuan kişisel yayıncılık adı altında ortaya yayıncıyım diye çıkan ve ortalığı maalesef kitap çöplüğüne çeviren kuruluşlar, hem baskının kalitesiz olanına, hem dağıtıyoruz deyip de depolarında 1 yıl tuttukları kitapları yazara satmadı diye geri gönderme yöntemlerine kaçıyorlar. Ve ne bir firmayla anlaşabiliyorlar ne de Tüyap gibi uluslararası fuarlardan yer alabiliyorlar. Kimileri alsa da yerleri kimsenin uğramadığı depo yanlarında kalıyor. Üstelik kitaplarını ve yazarlarını sahiplenmeyi unutup bu tarz reklamlarda bile kendilerinden yüksek fiyatta rakamlar istiyorlar. Hatta bazen editörlerinin olduğunu söyleyip de yazarın yolladığı dosyayı hiç bir şekilde okumadan basanların olduğunu çok işittik. Bu şekilde ağzı yanıp ta tarafımıza şikayetlenen ve yeni çalışmalarıyla yola bizimle devam eden o kadar çok isim var ki dilerseniz gelecek sohbetlerimizde sıralarız. 

O yüzden genelde de şunu söyleriz, “Bizi, bize değil, bizimle yola devam edene sorun.” Kısaca emek veren karşılığını mutlaka alıyor.

Sizin dosyanızın ortalama bir 250 sayfayı bulacağını düşünüyorum ekleme ve çıkarmalarla. tabi dosyanızın redakte edilmesine de ihtiyac duyuluyor. size vereceğimiz katkı payı haricindedir redakte ücreti. O da ortalama 600 TL gibi bir rakam söz konusu. Fakat bu dosyanız için son derece gerekli olduğunda kanısındayız. Basımı,reklamı ve dağıtımı için tüm her şey içerisinde, bir deneme bir risk payı olarak kabul edin lütfen bir rakam belirledik. 4.400 TL. Sizin de karar verip bizimle çalışmaya başladığınız zaman sözleşme düzenlenir ve katkı payını 2 taksit halinde ödeyebilirsiniz. Kitabınız basıldığı takdirde geriye dönüş olarak size 500 adet kitabınızdan yollanır. Bize kalan 500 adediyle firmaların ve kitabevlerinin raflarını gezer, okuyucu kitlesine ulaşır ve satmaya başlarsa şayet o 500 adet tükendiğinde tarafımızca ve sizden hiç bir ücret talep etmeden 2.baskıya girer ve bu kez telifli sözleşmeye döner sözleşmeniz ki satılan üzerinden bu defa da %10 ödenmeye başlanır size. Resmi internet sitemizi ziyaret ettiyseniz eğer Siyah Beyaz ve Gri isimli romanımız çok kısa sürede geniş kitlelere ulaştığından az zaman zarfında da kitabın 2.baskısını yayınladık. Dolayısıyla kitabınızın diğer basımları için de ayrı bir katkı payı vermenize lüzum kalmaz.

Dosyanızı bize yolladığınız için çok teşekkür ederiz. Tanıştığımıza çok memnun olduk.

Şimdi sizden haber bekliyoruz. Beraber yol alma dileğiyle,

 

Saygılar

KaNeS Yayınları”

Ve sonrasında…

“Ümmühan Hanım merhaba size zahmet bu formları da doldurur geri dönerseniz memnun oluruz. Yayın kurulunun daha ayrıntılı bir şekilde ele alması için gerekli…Saygılar KaNeS”

Daha bir çok yayınevi de benzer ifadeler kullandı. Kitap şu anda nerede yayınlanıyor diye soracak olursanız; Amazon,Ebay,Apple,Dr,İdefix gibi dünyanın ve Türkiye’nin en büyük ve prestijli satış ağlarında! Ve dünyanın hemen hemen her kıtasında!

Yaşlı kadın

Yaşlı kadın kim? Kayıp halka kimlerden oluşuyor? Kitap,fantastik bilim kurgu türünde yazılmış olsa da asıl anlatmak istediği nedir? Kitabı, diğer fantastik bilim kurgulardan ayıran özellik ne?

Yaşlı kadından bahsediyorum ama resimde hiç de yaşlı gözükmüyor? Kurtlarla,dağların arasında yaşıyor! Omuzunda ki baykuş da ne öyle? Neyi temsil ediyor? Gizem yüklü değil mi?

Yazar

Yazardan bahsedelim. Bu yazar kim? Yazar, yayın evlerinin kendisinden roman yazmasını beklediği bir yazar fakat bir türlü istediği romanı yazamamaktadır.Bodrum’da yaşamaktadır. Ara da bir İstanbul’a yayın evlerinin kapısını çalmaya gider. Her defasında kendisini daha iyi roman yazmasını söyleyip gönderirler. Yazar ne diyeceğini bilemez ve canı sıkkın, üzgün bir şekilde Bodrum’a döner. Bilgisayarın başında bekler bekler… Hayatında sıra dışı hiçbir olay yoktur. Sıradan bir hayat yaşamaktadır. İç dünyasının derinliklerinde hep bir mucizenin gelmesini bekler. Eski ben dediği dönem. Fakat bunu nasıl gerçekleştireceğini bilemez. Kısacası umutsuz bir vaka olarak görür kendisini… Zurnanın son deliğine geldiğini, artık yazarlığı bırakması gerektiğini düşünmeye başlar.

Yaşlı kadın

Yine bir gün İstanbul’da bir yayın evini ziyaret edip İstanbul sokaklarını turlarken kaldırımda uzanmış beyaz saçlı yaşlı bir kadın görür. Yaşlı kadın son derece çelimsizdir. Muhtemelen karnı aç ve oldukça hastadır.Yazar yaşlı kadının yanına yaklaşır. Kadın bilinci kapalı,baygın halde kaldırımda öylece uzanmaktadır. Yaşlı kadının ölüp ölmediğini kontrol eder. Kadın yaşıyordur fakat oldukça güçsüz, aç ve yorgun olduğu için bayılmıştır.Hemen bir ambulans çağırıp yaşlı kadını hastaneye yatırır. Hastanede de yaşlı kadını yalnız bırakmaz. Yaşlı kadın uzun bir süre baygın halde yatar.Doktor ve hemşire yaşlı kadınla ilgilenir.Yaşlı kadının bir yakının olup olmadığı araştırılır. Doktorun bulabildiği şey oldukça sınırlıdır. Bosna Hersek’ten İstanbul’a yürüyerek geldiği ve Türkiye’de herhangi bir yakınının olmadığıdır. Yaşlı kadının Türkiye’de kimsesi yoktur! Yazar bu duruma çok üzülür fakat yapabileceği hiçbir şey yoktur!Yaşlı kadın günler sonra gözlerini açar. Gözleri masmavidir. Pencereye doğru bakar, güneşi görür ve gülümser. Sessizce ; “umutsuzluk yok!” diye mırıldanır.Yaşlı kadının sol eli sıkı sıkı kapalıdır.O elinde ne var? Bunu kimse bilmez! Fakat kadının sürekli söylediği cümle “umutsuzluk yok” dur. Yaşlı kadın sürekli güneşe doğru bakar. Yazar bu durumu oldukça garipser. Neden sürekli aynı şeyi söylüyor. Neden sürekli güneşe doğru bakıyor?Bir gün yazar bu soruyu çekinerek yaşlı kadına sorar. Yaşlı kadın yazara dikkatle bakar ve yine aynı şeyi söyler: “Umutsuzluk Yok!”Yazar İstanbul’da daha fazla kalamayacağını düşünüp yaşlı kadını doktora emanet eder ve Bodrum’a geri döner. Yaşlı kadına elinden geldiği yardımı yapmıştır ve onu emin ellere teslim ettiğini düşünür.Bilgisayarın başına çöreklenir fakat yaşlı kadını düşünmeden de kendini alamaz.Acaba sağlığına kavuştu mu? Ne yapıyor, nerede kalıyor? Bir süre sonra günlük işlerine döner ve yaşlı kadını unutur.

Gizem,fantastik bilim kurgu

Hastane doktoru yaşlı kadını, kimsesi olmadığı için bir süre evinde misafir eder.Onu kendi annesi gibi sever, onunla ilgilenir. Fakat bir süre sonra garip rüyalar görmeye başlar. Sessizce oturan, sadece güneşe doğru bakan yaşlı kadın rüyalar aracılığı ile kendisi ile konuşmaya başlar. Kendisine çok iyi baktığını fakat bir huzur evine yatması gerektiğini söyler kendisine. Doktor rüyalarında fantastik dünyalara yolculuk yapar. Korku ile uyandığında yaşlı kadının sessizce kendisine doğru baktığını görür. Doktor yaşlı kadını çok sevmesine rağmen onu bir huzur evine yatırmaya karar verir. Çünkü rüyalarında gördüklerinden korkmaya başlamıştır.

Yaşlı kadını iki kişilik bir odaya yerleştirirler.Odada kendisi ile birlikte başka bir kadın kalmaktadır. Emekli bir müzik öğretmeni olan kadının iki çocuğu vardır. Fakat kimse ziyaretine gelmez. Huzur evinin müdürü genç bir bekar erkektir. Huzur evi sıkıcı ve kasvetlidir. Yaşlılar huzur evi müdüründen şikayetçidir fakat müdür otoriter birisidir. Emekli öğretmen ise çocuklarını sürekli özleyip serzenişte bulunmaktadır. Yaşlı kadın ise güneşe bakıp “umutsuzluk yok” diyerek kadını teskin etse de kadın “ama gelmiyorlar, hiç gelmiyorlar!” diyerek serzenişe devam eder.

Günler böyle geçerken bir gün odanın kapısından üç kişi belirir. Emekli öğretmenin kızı, damadı ve torunu ortaya çıkar. Emekli öğretmen oldukça şaşırır. Beş yıldır ziyaretine gelmeyen kızı aniden ortaya çıkmıştır. Bu nasıl olur? Bütün huzur evi sakinleri bunu duyar ve herkes emekli öğretmenin odasına doluşur. Herkes çok mutlu olmuştur. Bir taraftan sevinç içinde konuşurlarken bir taraftan emekli öğretmenin kızına serzenişte bulunurlar. Bunca yıldır neredeydiniz diye?

Emekli öğretmenin kızı annelerinin bir huzur evinde kaldıklarını bilmediklerini, İngiltere’de işlerini yoluna koymak için çalıştıklarını, ağabeylerinin kendilerine yalan söylediğini, anneleriyle konuşmak istediğinde ağabeyi kendilerine annelerinin arkadaşında olduğunu veya seyahat ettiğini söylediğini, annelerinin huzur evinde kaldığını rüyalarına giren yaşlı bir kadından öğrendiklerini, hala rüyaların etkisinde olduklarını ve çok etkilendiklerini söyler. Bunları duyan huzur evi sakinleri oldukça şaşırır.

Emekli öğretmenin kızı, odada kendi halinde sessizce oturup sürekli güneşe bakan başka bir yaşlı kadının olduğunu görür.Rüyalarına giren kadının onlara umutsuzluğun olmadığını söylediğini ifade edince emekli öğretmen de aynı şeyi sürekli odasında birlikte kalan kadının söylediğini ifade edince eşiyle şaşkın bir şekilde bakışır. Kim bu yaşlı kadın? Kimi kimsesi var mı? Ziyaret edeni oldu mu gibi sorular sormaya başlar. Emekli öğretmen hakkında pek bir şey bilmediğini, hiç konuşmadığını söyler.

Emekli öğretmenin kızı ağabeyinin nerede olduğunu, neden kendisini huzur evine bıraktığı sorar. Emekli öğretmen, ağabeyinin kendisini bir kaç arkadaşı ile huzur evine bıraktıktan sonra hiç aramadığını söyler. Kızı bu duruma çok üzülür. Ağabeyinin nerelerde takıldığını tahmin ettiğini, onu bulup ondan hesap soracağını, annesini de huzur evinden çıkarıp yanında götüreceğini söyler.

Neşeli dakikalardan bir süre sonra emekli öğretmen içine kapanır ve küntleşir. Eski neşesi kalmamıştır. Kızı, annesindeki tuhaf değişiklikten korkmaya başlamıştır. Ağabeyi annesine ne yapmıştır? Yanındaki arkadaşları kimlerdir? Huzur evi müdürüyle konuşmaya karar verir.

Huzur evi müdürü ise yaşlı kadından şüphelenmeye başlar ve onu huzur evine yatıran doktorla konuşmaya karar verir. Hakkında daha fazla bilgi ister.Doktor ise hakkında fazla bir şey bilmediğini söyler. Gördüğü rüyalardan müdüre bahsetmez. Fakat müdürün onu sorgulamasından rahatsız olur. Onu huzur evine yatıranın kendisinin olmadığını, aksine bunu yaşlı kadının kendisinin istediğini ve sebebini anlamadığını düşünür.Bir ara huzur evine ziyarete geleceğini, hastanede tuhaf olaylar olduğunu, hastaların garip davrandığını söyler. Müdür ise şok olur. Onun duymak istediği bu değildir. Yaşlı kadını huzur evinden çıkarmasını isteyecektir. Çünkü huzur evindeki tuhaf değişiklikler onu rahatsız etmektedir. Otoritesinin bir şekilde sarsıldığını ve sebebinin de o kadın olabileceğini düşünür. Madem ona iyi bakıyormuş neden onu bir huzur evine bırakmış? diye düşünür.

Müdür, odasında huzursuz şekilde gezinirken yaşlı kadın usulca müdürün odasının kapısında belirir. Müdür, yaşlı kadını birden bire karşısında görünce şaşırır. Yaşlı kadın mavi gözlerini müdüre diker ve sağ elini kaldırır. Yaşlı kadının işaret parmağından bir ışın çıkar ve direk müdürün kalbine saplanır. Müdür olduğu yere yığılır. Bir süre kendisine gelemez. Yaşlı kadın oradan uzaklaşır. Müdürün otoritesi yaşlı insanları huzursuz ediyordu. Aynı zamanda müdür korkak ve pısırığın tekiydi. Kalbini sevdiklerine tamamen kapamıştı.

Emekli müdürün kızı huzur evi müdürüyle konuşmaya karar verdiği anda müdür kendine gelir ve kendisindeki değişiklikleri fark eder. Artık eskisi gibi değildir. Eski korkak müdür gitmiş yerine cesur, umut dolu bir insan gelmiştir. Olan biten her şeyi emekli öğretmenin kızına anlatır. Bunun üzerine emekli müdürün kızı annesindeki değişikliğin nedeninin basit bir olay olmadığını, geçmişte yapmış olduğu hatalarının çok kötü bir sonucunun olduğunu öğrenir. Ağabeyinin meşhur bir şarkıcı olmasını isteyen annesidir. Tanıştığı bir arkadaşının onu meşhur edeceğini düşünerek büyük bir hata yapmıştır. Ağabeyini araştırmak istemektedir fakat yeni çevresinin hiç de tekin olmadığını anlar. Büyük bir korkuya kapılır. Ağabeyine yardım etmek istemektedir ama bunu nasıl yapacağını bilmez. Eşine de durumu açıklar. Polise gitmenin bir çözüm olmadığını düşünmeye başlarlar. Fakat onlara kim yardım edecektir? Huzur evi müdürü yaşlı kadının kendisine yaptıklarını anlatır ve onlara yardım edecek olanın o kadın olduğunu söyler. Bunu duyan emekli öğretmenin kızı oldukça şaşırır. Bu nasıl olur? Yaşlı bir kadın kendilerine nasıl yardım edecektir? O kadında tuhaf bir şey mi vardır? Yoksa rüyalarına giren kadın, o kadın mıdır?

Bodrum’da ikamet eden yazar bir süre sonra rüyalarında yaşlı kadının kendisini İstanbul’a çağırdığını görür. Yazmak istediği kitabı daha yazamamıştır. Canı sıkkın bir şekilde oyalanırken birden bire garip rüyalar görmesine bir anlam veremez. Başlarda bununla mücadele eder. Fakat yaşlı kadını o da merak etmektedir. Sonunda İstanbul’a yolculuk yapmaya karar verir. Yolculuk esnasında gizemli rüyalar görmektedir. Aslında olan biten her şey ona gösterilmektedir. Araçta bir takım krizler yaşar. Otobüs şoförü, muavin ve yolcular telaşlanır. Yolcular arasında doktor veya hemşirenin olup olmadığını araştırırlar. Yaşlı bir kadın ortaya çıkar ve kendisinin daha önce cephelerde hemşirelik yaptığını söyler. Baygın vaziyetteki yazarın yanına gelip kalbine doğru bakar. Kimsenin fark edemediği şey olur. Yaşlı kadının gözlerinden çıkan bir ışık yazarın kalbine doğru saplanır.Yazar yavaş yavaş gözlerini açar ve karşısında yaşlı kadını görür. Yaşlı kadın ona iyi olup olmadığını sorar. Yazar yavaş yavaş kendisine gelir.

Hastane doktoru garip bir rüya görür.Rüyasında, yaşlı kadının kendisine ambulansla birlikte huzur evine gelmesini söyler. Korkuyla uyanır. Yanına hemşireyi de alarak ambulansla huzur evine gider. Huzur evi müdürü, doktorun yaşlı kadını ziyaret edeceğini söylemesinden sonra doktoru beklemeye başlar.Karşısında ambulansı görünce şaşırır.Yukarıda emekli öğretmen, kızı, damadı ve torunu yaşlı kadın hakkında konuşmaya başlarlar. O kadının hiç konuşmadığını fakat rüyalarına girdiğini, sürekli güneşe doğru baktığını, umutsuzluğun olmadığını söylediğini, sol elinin de sürekli kapalı olduğunu aralarında konuşurlar. Bir şeyler olacak ama ne olacaktır? Korkuyla beklemeye başlarlar. Müdürün kendilerine yardım edecek olanın o kadın olduğunu söylemesi, rüyalarında o kadının kendilerini bilgilendirmesi onları bir nebze rahatlatmıştır.

Doktor ve hemşire huzur evinde müdür, emekli öğretmen,kızı damadı ve torunu ile buluşur. Herkes merak içindedir.Neler olacağını merakla beklemeye başlarlar. Yaşlı kadın ortaya çıkar ve herkesin ambulansa binmesini telepatik yolla kendilerine söyler. Herkes merakla birbirine bakar. Neden ambulansa binmeleri gerekiyordur? Daha fazla zaman kaybetmeden herkes ambulansa biner. Ambulansta yaşlı kadın telepatik yolla emekli müdürün kızına ağabeyini aramasını söyler. Öğretmenin kızı şaşırır. Nereyi arayacaktır? Cep telefonu ile eski telefonu arar fakat telefondan sadece cızırtı sesleri duyulur. Bunun üzerine çaresiz şekilde yaşlı kadına bakar. O da ona telsizi almasını telepatik yolla söyler. Emekli öğretmenin kızı telsizi kullanmak ister. Yaşlı kadın telsizi kızın elinden alır ve telsizi sağ eliyle ovar. Telsizden ışıklar yayılmaya başlar. Bunun üzerine ambulanstaki herkes şok geçirir. Neler oluyor? O kadın da kim?

Emekli öğretmenin kızı korkarak telsizi alır ve bir ses duyar. Telsizde ağabeyinin inleyen sesini duyar. Acı içerisindedir ve çare aramaktadır. Emekli öğretmenin kızı ağabeyinin sesini duyunca gözleri yaşarır ve kendisini oradan kurtaracaklarını söyler. Bunun üzerine ses susar ve dinlemeye başlar. Herkes büyük bir şok içerisindedir. Yaşlı kadın avuç içini batıya doğru tutar ve boşluktan bir şey çeker gibi yapar. Ambulansta olanların hepsi büyük bir telaş içerisindedir. Güneş ışığı karanlığı delmiş ve zamanda yolculuk gerçekleşmiştir. Emekli öğretmenin oğlu bir süre sonra ambulansın içinde cenin şeklinde uzanmaktadır. Bunun üzerine doktor ve hemşire hemen gerekli müdahaleleri yapar.Acele ile hastahaneye ulaşırlar.

Emekli öğretmenin oğlunun erkek arkadaşı yeri bilinmeyen bir lokalde şarkı söylerken ona arkadaşının kaçtığını söylerler. Arkadaşı kızıl karanlık bir lokalde eşcinsellerle beraber ayin şarkılarını söylerken duyduğu bu haber sonrası büyük bir üzüntü yaşar. Aslında onun da istediği şey o lokalden kaçmaktır fakat bunu nasıl gerçekleştireceğini bilmez. Çünkü oradan daha önce kimse kaçamamıştır.İçinde bir umut doğar ve aşağılanmadan bıktığını söyler. Onun bu çıkışına sinirlenen arkadaşları ona saldırırken büyük bir patlama olur ve sevginin gücü bir kere daha ortaya çıkar veya yüzleşmeleri gerektiğinden yaşlı kadın erkek arkadaşını da hastaneye çeker.

Yazar bir süre sonra İstanbul’a ulaşır fakat oldukça bitkindir. Otobüs şoförü ambulansa haber vermek üzereyken karşılarında bir ambulans görürler. Yaşlı kadın yazarın İstanbul’a geldiğini telepatik yolla doktora iletir ve yazarı, yazarın kendisini bıraktığı hastaneye getirmesini söyler. Şoför ve muavin daha ambulans çağırmadığı halde karşılarında ambulansı görünce oldukça şaşırır. Şoför yazarın hangi firma ile geldiğini bilmesinin yanında hangi koltuk numarasını aldığını da bilmektedir. Şoför gelenlerin gerçekten doktor olup olmadığını bilmediğini, polisi arayacaklarını söyler fakat doktor şoföre merak etmemesini, her şeyin yolunda olduğunu söyler. Bunun üzerine şoför otobüsteki yaşlı kadını hatırlar. O da bilinmezlerden ortaya çıkmış ve yazara yardım etmiştir!

Yazar ambulansla hastaneye doğru giderken hastane bahçesinde büyük bir topluluğun kendisini beklediğini görür. Bütün bu kalabalığın orada neden olduğunu merak eder. Kalabalığın orada kimi beklediğini sorar. Doktor da gülümseyerek kendisi için orada olduklarını söyler. Yazar şaşırır. Nasıl yani der? Yazar kayıp halkadan birisidir. Ve halka bir araya gelmiştir.Yaşlı kadın, halkayı hastanede bir araya getirir. Kayıp halka bir araya gelmiştir. Büyük mücadele için bir arada olmaları gerekiyordur.

Yaşlı kadın kim?

Sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli yaşlı kadın umudun kendisidir. Herkese yaşlı, çelimsiz, hasta olarak gözükmesi, umutsuzluğun var olmasındandır. Yaşlı kadın sürekli güneşe bakarak umutsuzluk yok demesi,umutsuz olmamamızı, sevgi bağıyla kayıp halkaların bir araya gelebileceğidir.

Tan

Yaşlı Kadının sol elinin içinde toprak bulunmaktadır. Toprak, Anadolu’yu temsil ediyor. Emekli öğretmenin oğlunun adı Tan‘dır. Tan, güneş doğmadan önceki alaca karanlık anlamına geliyor. Yaşlı kadın, Bosna Hersek’ten yürüyerek İstanbul’a gelmiştir. Mavi ve sarı, Bosna Hersek’in bayrağının renkleridir. Mavi kelebekleri duymuşsunuzdur. Bosnalılar için çok ayrı bir öneme sahiptir. Güneş umudu temsil etmektedir. Kitapta bu ve buna benzer bir çok gizemli semboller bulunmakta olup, marka kitaptır.Okumanız dileğiyle. İyi okumalar…

Bilgilendirme

Bu arada, baykuştan da bahsetmezsek olmaz. Kitap, bir bilgilendirmeyle başlar. Yaşlı kadın, yazarı sürekli bilgilendirmektedir. Kitap, ters köşe kitaptır. Herkes kendi öyküsünde yaşar, umut ise dışarıdan gelir diyor kitap.Tıpkı içice geçmiş halkaları bir arada tutan güç gibi! Kitabı okurken parçadan bütün, bütünden parçayı ve büyük resmi görmek gerekmektedir.

 

 

Yazar Hakkında
Ümmühan Yaşar

Altın kalem ödüllü fantastik bilim kurgu türünde roman yazarı